Aurora herkesin saygı duyduğu ve pek çoğunun korktuğu bir şekil değiştiren canavar. Nordarra'da sürekli hareket halinde olmasını sağlayan kanlı bir geçmişi vardır. Her ne kadar şekil değiştiren türü yüzünden ödül avına çıkmış olsa da Aurora, hayatta kendisi için en önemli olan şeyi elinden alan insanların da izini sürmektedir. Kafesteki bir kuş şekil değiştirici olan Evie'yi kurtardığında, dünya ikisi için de değişir.
Kiena Thaon on dokuz yaşında, avcı ve iz sürücü olarak fazlasıyla yetenekli bir kadındır. Ailesi çok fakirdir, babası krallarına ihanet ettiği gerekçesiyle öldürüldükten sonra açlığa terk edilmiştir. Ailenin adı mahvolmuş olsa da Kiena ormandan alabildiğini alarak geçimini sağlamayı öğrenmiştir. Sağladığı erzak olmasa ailesi ölecekti. Yetenekleri en büyük ihtiyaçtan doğmuştur. Kiena hakkında şaşırtıcı olan şey, onun nezaketi ve özverisidir. Hayatı çok zor olsa da, bu zorlukların onu gölgelemesine asla izin vermeyen karakterlerden biri. Onun ruhu okuyucu olarak sizi büyülüyor. Onu Katniss Everdeen tipi bir karakter olarak düşünün. Kahraman rolünü üstleniyor, makinelikten dolayı değil, bu rol ona düştüğü için. Onu gücü kadar kırılganlığı için de seviyorsunuz. Ava Gavestonis, Kiena'nın bulması için tuttuğu/zorladığı kaçak bir prenses. Babası Kral Hazlitt onun derhal kaleye geri getirilmesini istiyor. Ava, Kienna'nın düşündüğü basmakalıp prensese hiç benzemiyor. Ava esprili, zeki, şefkatli ve asla Kienna'nın yardımcısı değil. Hayır, bu kadın onunla eşleşiyor, çok farklılar ama kesinlikle eşitler. Bu kitapta küçük kadınlar yok, millet! Kienna, Ava'nın babasından neden kaçtığını anladığında, güneye olan yolculuğunda ona yardım etmek zorunda kalıyor. Domino etkisi burada ortaya çıkıyor ve bir devrim onların gerçekliği haline geliyor.
Taylor bir yere uzun süre yerleşemeyen bir seyahat bloggerı. Kaygısızdır ve 44 yaşında olmasına rağmen bir hippi gibi davranır. Brooke ise kendisinden 4 yaş küçük, memleketleri Faircombe, Tennessee'de şehir müdürüdür ve öngörülebilir, rutin bir yaşam tarzını tercih etmektedir. Brooke ve Taylor, Brooke'un en iyi arkadaşı olan Taylor'ın erkek kardeşi aracılığıyla 25 yıldır birbirlerini tanımaktadırlar ancak hiç iletişim kurmazlar. Tam olarak arkadaş olmasalar da, bir gün San Diego'da karşılaştıklarında birbirleri için hala "bir şey" sayılırlar. Taylor daha sonra bazı nedenlerden dolayı Faircombe'a geri döner ve Brooke'un hayatına girer.
Seçkin bir asker, birliğinin saldırdığı insanlar tarafından vahşice saldırıya uğradığı anlaşılan genç bir kıza rastlar. Kendi hikayesi kitap boyunca devam eden bu kişi, genç kız Ryn'i bu vahşi ve yabani bölgeden alıp kendi ülkesi ABD'ye getirerek onu 'kurtarmaya' çalışır. Onun bilmediği, Ryn'in -bulunduğu yerden aşağı inerken biraz yardıma ihtiyacı olsa da- aslında kurtarılmaya ihtiyacı yoktur çünkü o aslında genç bir kız değil, canavar yiyen kadim bir yaratıktır.
İmparator Andreth'in en büyük çocuğu olan Prenses Natasia bir suikastçı tarafından neredeyse öldürüldüğünde, babası onu tahtın varisi ilan etmeye karar verir. Ancak yaşayan hafızada hiç kadın İmparatoriçe olmamıştır ve saraydaki iç bölünmeler giderek tehlikeli bir hal aldığında, pervasız ve deneyimsiz prenses ne yapması gerektiğini öğrenmek zorunda kalacaktır. [...]
Hayden geçim sıkıntısı çeken bir hemşiredir. Bir hevesle, bir ilişkinin karşılığını almak için bir ilana cevap verir. Bir yıllık evlilik için 200.000'den fazla para. Bu sonunda gerçekten ihtiyacı olan mola olabilir, ama bunu başarabilecek midir? Hayden ilanı veren kadının Samantha olduğunu öğrendiğinde, zar zor katlanabildiği biri, bu iş nasıl yürüyecektir?
Jessica Lambert, aşırı çalışmaktan ve şöhretin baskısından tükenmiş ünlü bir film yıldızıdır. Bir panik atağın ortasında kaçarken, dünyadan izole bir hayat yaşayan esrarengiz ve daha olgun Anna tarafından kabul edilir. Birbirleri hakkında hiçbir şey bilmeden, her iki kadın da yoğun bir bağ hisseder. Ama gerçeklik ısırdığında ne olur?
Marie Reinhart, bir seri katilin izini süren bir New York Polis Departmanı dedektifidir. Soruşturması onu bir üniversite profesörü ve gizli cadı olan Nessa Roth ile temasa geçirir, çünkü Nessa'nın kocası Marie'nin baş şüphelisidir. Her ikisi de birbirleriyle anında bir bağ hisseder ve Marie'nin cinayet soruşturmasını karmaşıklaştıran birbirlerine doğru çekilirler!
Summer Hayes, pek de iyi olmayan bir tıbbi TV dizisinde ilk kez rol alan eski bir çocuk yıldızdır. Choosing Hope ona bir yetişkin olarak ilk potansiyel büyük rolünü vermenin yanı sıra, dizinin kötü adamını canlandıran idolü İngiliz aktris Elizabeth Thornton - arkadaşlarına göre Bess - ile birlikte oynama şansı veriyor. Summer kesinlikle çok sevimli ama sinir bozucu değil ve bu da onu sadece Bess için değil, onunla tanışan herkes için karşı konulmaz kılıyor. Bess'i sevmek daha karmaşık. Kendini başkalarından koruma ihtiyacı hisseden tam bir içe kapanık. Birilerinin içeri girmesine izin verdiği birkaç kez, akıl hocası Grace ya da oynadığı karakterden nefret etmeyi seven ve gerçek kişiyle ilgilenmeyen seyirciler tarafından incitildi. İşinden nefret eder hale geldi ve sözleşmesinden ayrılacağı zamanı iple çekiyor. Sonuç olarak, uzun bir süre Summer'ın tatlılığından habersizdir...
Sistina uzun yıllar süren uykudan (ve hapislikten) sonra anıları paramparça olmuş bir halde uyanır. Kendini beden dünyasına bağlamak için bir ağaca bağlar ve kısa süre sonra bir Zindan olduğuna ikna olarak kendi alanını inşa etmeye başlar. Elf prensesi Phynis, insan Kelvanis krallığının köle tacirlerinden kaçmaya çalışırken Sistina'nın mağaralarına rastlar. Bu, Sistina'nın varlığını bölgedeki güçlü krallıklardan ikisinin dikkatine sunar. Bu da hem istenmeyen ilgiyi hem de maceracıları onun bölgesine getirir.